CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

28 Eylül 2009 Pazartesi

müzikalleştiremediklerisindemizsinmisinizjgkf?

olm bi onceki yazı 200. yazıymıs kimse uyarmıyo. hayır boşa gitti ona üzülüyom. neyse. kısmet 250 ye. son birkaç gündür evanescence a flaşbek yaptım. vallaha. haunted olsun bring me to life olsun, everybodys fool olsun efendime söyliyim whisper. olm vallaha güzel lan kötü diil. zamanında dinlemişiz fena olmamış yani. arada sırada öyle flaşbek lazım. ratm vardı bi zamanlar. ooo. nası unuttum onu. en yakın zamanda dinleyeyim.


itiraf ediyorum, serdar ortaç'ın hadi çal giderken kapımı nefes aldığım süre seninim şarkısını çok seviyorum. sözünü de yanlış yazdıysam tam rezillik. ama anlaşıldı bence şarkı. güzel değil mi melodisi olsun ritmi olsun. bence güzel. hayır gidip elin çingene müziğini dinliyoruz, bakıyorum shantel'de, gogol bordello'da, goran bregovic'de hepinizin elleri havada. e serdara da elimizi havaya kaldırsak çok mu. o da bizim çingenemiz bi nevi. hayranı olmasak da arada bir sevmeliyiz, suyunu vermeliyiz. haksızsam haksızsın diyin. ama çok sert de demeyin. ya da en iyisi bişey demeyin mazur görün. :)

okul başladı. güzeldi. hep güzel insanlar çıktı bugün karşıma özlemişim arkadaş olsun dostlar olsun platonikler olsun. hep böyle olsun inşalla. jslgkjsh :) hayır bi de noldu, sabahın köründe kalkayım 8.30-11.30 mat dersi. lan ilk gün falan dedim matematiksel şeyler sonuçta dedim kendimi doldurdum gittim. hoca kitap ismi falan verdi vizeyi finali söyledi konuları söyledi, bi de salak salak bişiler dedi geyik gibi ama biraz da sıçtı sonra toplayamadı zaten hiç. baktı olmıcak terse gidiyo, öhkm hadi bi ara verelim çocuklar dedi saat 9.10 sularında. dedi ki 15 dakka olsun ara 25te herkes burda yoklama alcam. gittik aysti içtik sigara içtik geldik, karı yok ortada. bekle babam bekle babam gelen giden yok. ikinci sigaraya falan çıktık hala yok kimse. saat 10'da sınıftan eaaaa sikerin hocasını, düştü ders olm düşmediyse bile düşer ortak tepkisi yükseldi evlere dağıldık. hadi evlere dağılalım lafını da çok seviyorum, mümkün olduğunca sık kullanıyorum, bu da başka bi konu. neyse sonuç olarak mal gibi sabahın köründe geyik yapmaya gittik. bu. yarın da sabah. öf.

au revoir.

-artık başka bi dilde bunu söylemek istiyorum. gerçi ispanyolca olsun italyanca olsun fransızca almanca ingilizce hepsini biliyom. ama başka bi dilde söylesem artık ya. gerçi en karizmatiği de au revoir. kimse inkar etmesin.

26 Eylül 2009 Cumartesi

ben nasi ders calisicam.

bu hafta itibariyle house, dexter, himym, two and a half man, bigbang theory yeni sezonlariyla baslamis bulunmakta. ayrica amerikadayken ilk defa izlemeye basladigim ve bagimlisi oldugum madmen de var. pazartesi de okulum basliyo. e nolcak simdi ben onu bilmiyorum. ayrica defter falan da hicbisey almadim. sirt cantami bile bosaltmadim hala emerika macerasinin anilariyla dolu. pazartesi tisortumu giyip gidicem resmen. hic de umrumda degil. zaten ogleden sonra bric oynicaz kadim dostlarla. :) belki de batak oynariz. cimende bric-skoc-tobleron uclusunu ozlemedim degil. bak simdi diziden girdik okulu da ozledigimi farkettim. cok fena haller. :)

o degil de house u izledim ilk once. iki bolum bi arada. 6x01-02 seklinde 1 bucuk saatlik bolum. soyle bi konuda netim ki, bugune kadar hayatimda izledigim en guzel dizi house. gercekten. abartmiyorum uzerinde cok dusundum. cekim kalitesiyle, oyunculuguyla, soundtrackiyle, zekice serpistirilmis detaylarla, gizlenmis ve seyircinin gozune sokulmayan goruntu sanatiyla, izleyiciyi icine ceken senaryosuyla hayatimdaki number one. ilk sezonunu izlerken bu yere dexter sahipti. ama son degerlendirmemle dexter 2 numaradir. uzerinde dusundum cunku. ikisinin de son 2 sezonunu karsilastirdim. ay lav house.

------------------------------------SPOILER----------------------------

dusunsenize 5.sezon inanilmaz bi finalle bitmis. karakteriniz kendini bulmus resmen. araya 4-5 aylik tatil giriyo. yeni sezon basliyo. heycanla indiriyosunuz. iki bolum bi arada oldugunu goruyosunuz daha da bi seviniyosunuz. ve dosyaya tikladiginizda inceden saykodelik goruntuler esliginde no surprises i duyuyosunuz. :) hayir nasi etkilenmiyim ki. al masaustum.


soyle bisey de varki romanlar, filmler, diziler cok goreceli konulardir. genellikle karakterlerin izleyiciyle veya okuyucuyla olan yakinligi sevmemizi veya sevmememizi belirler. oyuzden biri gelip bana gossip girl number one bana gore derse peki derim. :)

20 Eylül 2009 Pazar

home sweet home.

dondum. aslinda sali gunu dondum ama uyku duzenimin kendine gelmesi, ozledigim arkadaslarla gorusmeler falan derken bi baktim 4 gun olmus. oralari simdiden ozledim. ama buralari da cok ozlemisim. oralar buralar derken buralara yaz gunu kar yagiyor canim aklimdan gecmedi degil. nerden estiyse.bikac gundur blogger a giremiyodum cok canim sikildi. masaustu bilgisayarimi da bozmuslar ona format falan attim. hala isi var. yeni aypod tacimla oynayamadim henuz. muzuk bile atamadim. aticam ama. itunes u sevdiremezsiniz. winamptan aticam. yolunu da buldum. ondan sonra cektigim fotograflarin tamaminin raw olmasi iste odev yapar gibi fotograflarla ilgilenmeme sebep oluyo. resmen hadi 5 fotograf kaldi dedim gecen gun. bu ne lan essay mi yaziyorum. dslr makineyle 5 MEGAPIKSEL dumduz jpeg fotoraf cekiyim de gorun. :) tum bu etkenler blog yazmama engel oldu. ama artik hasret sona erdi.
turkiye bitmis. civisi cikmis. uzun bi sure bu yuzeysel geyigi yapmayi dusunuyorum. insan olan yerlere cikmaktan nefret eder oldum. beyoglu haric.
kizil ve turuncu sacli insanlara karsi gercekten zaafim var. hic guzel olmasa bile tanimadan boyle bi saygi duyuyorum. cokenteresan. 15 eylul sali gunu kucuk beyoglunda dakkalarca bakip bakip duran sonra da gamsizca kalkip giden kiz seni cok seviyorum. turuncu saclisin. gozluklerin ve ayakkaplarin da cok guzel. belki blogirsindir diye askimi ilan ettim. ayni yer ayni saat. operim.

cok fotograf cektim ama photoblog tarzi bi site bilmiyorum. yardimlara acigim. feysbuka koyuyorum hep blogir camiasina paylasamiyorum. bu beni uzuyor. yazimi donerken cektigim bi fotografla bitirmek isterim. au revoir.

11 Eylül 2009 Cuma

riders on the storm.


- su hayatta, benden 1 yas buyuk bi kiz tarafindan surulen harley'e sans eseri otostop cekip, kizin kanada asilli ve radiohead hayrani oldugunu ogrenip, gittigimiz yerde 3er bira esliginde muabbet ettim ya; daha da hayattan bi beklentim kalmadi. su an can versem gam yemem. kariyermis coluk cocuga karismakmis paraymis, serefsizim hepsi uctu gitti. hicbir beklentim hicbir hedefim kalmadi. aklim basimda degil blog.

- dovmeme karar verdim. ama param dolayisiyla aypod touch mi dovme mi ikisi arasinda karar vermek zorundayim. yarin dovmecide vericem :) upper arm. shutter. jamesdean. bu kadar ozeti.

- brandon diye bi cocuk var cok iyi anlasiyok, hiking manyagi falan boyle daglara tepelere bi basina cikiyo. onla hiking yapiyoruz cok guzel. ama soyleyecegim bu degildi, 88 model ford mustang i var. bi gece geldi gercek donut gormek istermisin dedi. go ahead dedim. filmlerde gordugumuz videolarda izledigimiz, driftler donutlar ortaligi sise bogan lastikler, oyle bi arabanin icinde olmak nasi bi duyguymus onu ogrendim. binmez olaydim. roller coasterdan daha fena. sonra bi de disardan izledim gercekten yaniyo lan lastik. :D burnout.

- bi hafta icinde donuyorum. cok ozlicem buralari ama oralari da cok ozledim. bilmiyom. karmasik hisler. uzun zamandir da yazamiyodum cok ihmal etmisim blogu. yazicam. adios.