CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

31 Aralık 2010 Cuma

Hala o tisortu giyiyorum yatarken. Oyle askin, namusu olmaz.

30 Aralık 2010 Perşembe

1102.

- Toplum icinde, nerede iki erkek, nerede iki kadin zitlasmasi goreyim, zevkten 4 kose oluyorum. Gercekten 4. Bildigin kare surat boyle. Simdi boyle is dunyasinda, ne bileyim okullarda, sokakta, yakin arkadaslarinin sevgililerinde, eski sevgililerde, iki tane yakin arkadasin yanina gelen ucuncu az yakin arkadaslar falan filan. Bu gibi durumlarda, kadinlar kadinlari, erkekler de erkekleri cekemiyor ya, bayiliyorum. Nerede boyle atraksiyon goreyim, patlamis misirimi alayip izleyesim geliyor serefsizim. National Geographic'teki hayvanlar gibi. Sonra insanlarin fazla onemsendigini, onun ilgi cekici, farkli bir varlik olmasindan cok, buyuk cogunlugunun hayvani icgudulerinin esiri oldugunu goruyorum. Hosuma gidiyor. Kendim de, ne zaman hayvani davransam, sonradan kendime kiziyorum, ulan ne pis adammisim diye kendime gulup geciyorum.

- 2010 iyiydi lan, iki bin on. cok duz boyle, simetrik, net. yani mesela 2000'i dusunun simdi bi, sonra 2001 geldi. ne kadar sikten, ne kadar boktan bir yil lan 2001. nasil uzulmustur kim bilir ulan nasi 2000 olamadik, nerde yanlis yaptim, allahim beni bu acidan kurtar diye hayiflanmistir bence. halbuse 2002 oyle mi, adam ambigram bi kere, forsu var. oyle de cevir boyle de cevir, egilip bukulmuyo. simdi gelelim 2011'e. boyle bir uzgun, boyle bir yasli. nasi desem cok garip. Hic iddaasi yok. 2012 oyle degil ama, Nostradamus, kiyamet falan bir sekilde pacayi siyiracak. Ben de kafayi siyirdim sanirim. Bays.

sifirnoktaiki.

Dun aksam harika bir oyun izledim. Tavsiye uzerine gittim, tesadufen tavsiye sahibi cicegim ile de ayni oyuna gittim sanirim. Bazi Sesler, Joe Penhall'in bir oyunu. Asil nokta oyunun muhtesemligi degil, oyunculuk performansi, ve in-yer-face adi verilen nispeten bu ulkede yeni bir tiyatro akiminin bir temsilcisi olmasi. Zira bu oyun, klasik tiyatro anlayisiyla oynansaydi, oyuncular bu kadar cesur, bu kadar 'karsi', bu kadar kendine guvenen insanlar olmasaydi, hic bir tadi olamazdi, hikaye havada kalir, oldukca yapay bir sey seyrederdik. Of.

Yazacak cok seyim var, zira dun gece cok guzeldi. Ama yazdiklarim kadar olsaydi hayatimda birseyler, cok daha cirkin bir adam olurdum.

Yilbasi hediyem, 'o' gece olsun. Zira yilbasina cok bombastik bir planim yok, oyle cikayim gezeyim bulusayim falan. Klasik ev partisi iste. Hem ucuz oluyo, mesela gitsem BronxPi'ye gitmek isterdim yarin. Baktim, 15 lira giris. 15 lira'ya dun gece muhtesem bir sahne sanati izledim lan ben. Neye gircekmisim, kalsin, sizin olsun. Ya aslinda o kadar pahali da degil, yani bi yerde caydirici bir yonu oldugunu dusunuyorum bu fiyatin, yarin av pesinde, Taksim'de dolasacak cuk sayisini dusununce. Bilmiyorum lan, gideriz belki, bakariz.

24 Aralık 2010 Cuma

ihtimal hesabi.

Cok dalga gecildi bu sozle ama, 'Bir ihtimal daha var, o da olmek mi dersin' sozu cok guzel. Anlayana. Let me inside. Lisede olasilik problemlerini babamla cozmeyi cok severdim. Cok guzel muhabbet ederdik hayat ustune. Ben olasilik dedikce, o ihtimal hesabi demekte inat ediyordu. Kendine ceki duzen veremeyen insanlar, esneyemeyen insanlar inat eder derdi. Kendi de oyleydi. Biraz benim gibi. Meseden kaideler uzerine oturmus golgelikler gibi, alevden baska herseye dayanikli catilar gibi. 35lik profiller uzerine aluminyum cardaklar gibi ucuz degil, esnek degil, umursayan degil. Let all that run through the fields through the quiet. Ben hep saglam durdum. Saglamligimdan mutlu degildim, yanmak, yikilmak, umarsizca islanmak istedim. Hep yagmuru bekledim, gunesin elinden tutup getirdim. Oldugu yerde, kipirdamadan biseyler icin caba sarfeden, cabalayan adam rollerindeydim. Naptim ettim, degistiremedim. Oyunlarla aram cok iyidir. Biri bana oyun getirsin, cok cabuk kavrarim, kisa surede de acayip iyi oynarim. Peki ya sikildigim, oynamak istemedigim zaman nolucak?
Go on with their own, on with their own hidden ways. Not to wait.

23 Aralık 2010 Perşembe

hast.

Kis sezonunun ilk hastaligina hosgeldim. Burnum akiyor, bogazlarim agriyor, gozlerim kasiniyor ve yaniyor, sigara icmek bile bir iskence, hala yollanan sarkilarla huzunleniyorum. Uzerine Sabahattin Ali okuyorum, Sait Faik okuyorum, tiyatro oyunlarinda kendimi buluyorum. Underground, ultra dandik, ama kaliteli muzikler dinleyip jelibon yiyiyorum. Playstation oynuyorum. Disari cikiyorum. Asik oluyorum ama konusacak takat bulamiyorum. Flort ediyorum, dans ediyorum. Sonra. Vazgeciyorum.

Agzim yandi senden, yemeklerimi bile ufleyerek yiyiyorum. Sigaramin kulunu elimde biriktiriyorum. 

Yorgunum. Yoruldum. Ne istedigimi hala bilmiyorum. Yersen.

19 Aralık 2010 Pazar

triger.

Istediklerim o kadar net ki, keskinligi esasina zarar veriyor. Zaten, muhabbet doyulmaz bir pinarmis. Duduk caliyor, hakem maci bitiriyor. Ikide sifir. Bakalim ucun birini ne zaman alicaz diyor kaptan, arkadaslarina. Basina yaptigi aciklamada ise, onumuzdeki haftalara bakicaz diye yalan soyluyor. Zaten en iyi yaptigi sey, yalan soylemeyip dogrulari soylememek. (?) Arasi boyle, kisik ateste yemek pisirir gibi. Vuslat gormek istiyoruz sezon sonunda diye de ekliyor.


Uyandigimda nefes alamiyordum. Sigara yaktim, ilk defa gecmedi.

18 Aralık 2010 Cumartesi

w.

Kadinlar cok tehlikeli varliklardir. Cihangir'de bir kosebasinda, Beyoglu'nda alelade bir bar konserinde, Kadikoy'de balonun altinda veya Uskudar'da eski bir apartmanda, her an sizliginizi sizden alabilirler. Unutmayin, yaradilislarinda var.

13 Aralık 2010 Pazartesi

Kar.

Bence bu kadar soguk hava hic guzel bir sey degil. Zira, eger bu kadar soguk olacaksa adam gibi kar yagmali, soyle yerde 10 santim kar olmali, botlarimizi giymeliyiz falan. Kuru kuru soguk ne amina koyim, bosu bosuna. Hani bakardik eskiden, ulan tam kar tutcak hava, bi yagsa da okul tatil olsa diye. Iste oyle hava bi haftadir. Gel gelelim adam gibi yagmiyo serefsiz. Hava durumuna bu kadar sitem etmem de harika dogrusu. Mikail gibi adamim.


Bi gun bu blogda hakkinda yazip sevdigim kadinlari bir araya toplasam, hepsini atese versem, ne bicim olur he. Cok guzel olur bence. Hepsi yaniyo lan, gozumun onune getiriyorum, cok komik. Saka saka, korkmayin hemen. Fakir picler. 

Pizza'm oldu, ben gidiyorum.

12 Aralık 2010 Pazar

Allah bizi olmamis kadinlardan korusun.

3 Aralık 2010 Cuma

Hayatima giren kadinlar oldu yillardir. Ama kimi sevip sevmedigimi, kime ne kadar deger verdigimi, benden baska kimse bilemedi. Ne o kadinlar, ne de arkadaslarim, anlamadilar, anlatamadim. Hep elime yuzume bulastirdim, bunun sebebinin ne oldugunu gor-e-medi-ler. Akilli, yalanci, ve kimi zaman manipulatif bir adamin hangi durumlarda durustlestigini, ya da hangi kosullar altinda sicip sivadigini, en iyi yaptigi seyi beceremedigini anlamadilar. Yalanci coban misali. Anlatmadiklarimi anlasalardi, anlat demeyip beni de anlatamadiklarimi anlatmaya calismaktan kurtarirlardi. Iste o yuzden, konusursam tam konusup, susarsam tam susuyorum. Ve bu halimi cekemiyorum. Agir sonuclar, hafif olaylar.

1 Aralık 2010 Çarşamba

Aralik aylari benim icin hep soguk ve kotu oldu hayatimda. Yilbasina hep mutsuz hep boyle yeni yildan umutlu girmeler falan. Iki tanesi haric.