CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

28 Şubat 2009 Cumartesi

3,14.

kızıl naber. sırf beraber çalışabilmek için orda işe başlayabilirim. hiç kızıl gibi de diyil, nası yaptın onu. kapıda sıra bekleyen insanlara yol gösterişini sevdim, boşalan yerleri atmaca gibi kollayıp, kurnazca kalkıyo musunuz diye soruşunu sevdim. kapıda sıra bekleyenlerin olduğu bar da ilk defa görüyorum. gidin başka yere neymiş be orası. alala.

ya sana ne demeli ferhat güzel. gecenin 3'ünde istiklalde, elinde şarap şişesi yanında 2 tane hatun. keh keh gülüyor idin. aaa ferhat güzel dedim duymadın bile öyle konsantre olmuşsun. ferhat güzel, kafası güzel. ne biçim de ayyaşmışsın ptü.

sattas, size de teşekkürü borç bilirim. bi kez bile dansetmemişimdir insan içinde. beni benden aldınız, siz reggae yapmıyosunuz. başka bişey o. her hafta geliciiz. yalan tabi, nereye gidiyorum her hafta. sınavım var diye işyeri izni aldım her hafta sınav yemezler heralde. bahaneyi değiştirsem 3.cü haftada ya bu çocuk niye aynı gün izin alıyo her hafta derler. olsun. 15 günde bir geliriz. sittinsene geliriz.
sabaha karşı ortaya çıkan portatifezgi'ye olan şaşkınlığımı hatırlamak dahi istemiyorum. gecekuşu. evin yok senin.

25 Şubat 2009 Çarşamba

customerservice.

- yürü ya kulum interaktif ibadet servisine hoşgeldiniz. press nine for english. İbadet ve iman şartlarıyla ilgili sorularınız için 1'i , adalet sistemi hakkındaki sorularınız için 2'yi, visa veya mastercard kredi kartı borcunuzu nasıl ödeyeceğinizi öğrenmek için 3'ü , RTE kampanyası hakkında bilgi almak için 4'ü, diğer konular hakkında sorunlarınız için operatöre bağlanmak istiyorsanız 0'ı tuşlayınız.
- bip. (0)
- lütfen, 10 haneli kul numaranızı giriniz ve ardından kare tuşuna basınız.
- 110080127 #
- lütfen, 4 haneli fani beden numaranızı giriniz.
- 3944.
- lütfen bekleyiniz. değerli kulumuz. güvenliğiniz için tanrı ile yapacağınız tüm görüşmeler kayıt altına alınmaktadır. (sordum saaarı çiiiçeeeğee)
- iyi geceler, nası yardımcı olabilirim?
- seviyorum yüce babamız.
- kimi?
- entatlı birisini.
- kalbinizin açık olduğundan emin olunuz, eğer power led'i yanmıyor ise adaptör ve bağlantı uçlarını kontrol ediniz. oldu mu?
- hayır burda bi ışık yanıp sönüyo kırmızı. love diyo.
- bi saniye bilgilerinize ulaşıyorum.
- peki.
- hattınızda bi problem görünmüyo sevgili kulum. ilgili sorunla alakalı olarak reset atıyorum şu anda, line ışığının yanıp sönmesi gerekiyo.
- evet, oldu. ama seviyorum?
- dıt dıt dıt dııııt dıt dıt dıt dııııt, şu anda hizmetinizi gerçekleştiremiyorum. the person you've called cannot to be reached at the moment. please try again later.
- aç şurdan bi redyohed, kafamı bozdular yine.

24 Şubat 2009 Salı

kompüter.

ben de okurum ki bilgisayar mühendisliği ne varmış. beraber format fln atardık, php fln öğrenirdik. çok zormuş zaten onlar, bir elin nesi var iki elin sesi var. ya bi de bişey merak ediyorum hiç bilgisayar mühendisi tipi yok. deli midir nedir. hırkalı, cam yüzüklü, atkılı fln bilgisayar mühendisi mi olur. olmaz efendim öyle bişey. bence diğer derslere önem vermeyip ingilizce dansetmeliyiz. 102 kere.

23 Şubat 2009 Pazartesi

welcome.

böyle romantik yada onun gibi bünyesinde aşk da barındıran bi film çeksem ya da bi film olsam, bu müziği kullanırım.



esas karakterlerimiz yeni tanışmış ama birbirlerinden habersiz aşık olmuşlar. birbirlerini görmeleri, tanışmaları, saçmalamaları ve salaklıkları şarkının ilk kısımlarında oluyo. farklı yaşamların birbirlerine doğru dallanıp da ufaktan değmeye başladığı anlar bunlar. öyle anlar ki, birleşip tek bişey olduğunuzda bile özlediğiniz anlar. hani olur ya yatağınıza yatarsınız uyumadan önce onu düşünürsünüz. tanıştığınız ilk andaki bocalamanızı, keşke şöle deseydim be salaksın sen salak salak diyerek flaşbek edersiniz. göz göze geldiğiniz ilk anı tekrar yaşarsınız.
şarkının sonlarına doğru, 2:50 civarı fln bi kısım var. enstrümanlar susuyo sırf söz ve piyano. ikinci karşılaşmanızda tüm bu olanlar bi an için gözünüzün önünden geçer ya. işte filmimizde bunları görürken aynı anda bahsettiğim kısım çalıyo. müzik hareketlenirken öpüştürüyorum karakterlerimizi veya sımsıkı ama sımsıkı bi sarılma da olabilir.
kaşla göz arasında video klip çektim naber. :)

ve evet travis beni benden alıyo. hatta ölebilirim travis dinlerken.

- portatifezgi'yi özledim, 2 aydır fln görüşemiyoruz. salak çok güldürüyo beni. içeri bişiler almaya gittim, cevap yazamadım dedi ki, niye beni takmıyosun spiritüel konular üzerine füturistik bi biçimde konuşuyorum :D yadsımak gibi fiiller kullandı sonra çok sığsın dedi bana :D
bi de meşhur cümlesi var onun, yerçekimine inanmıyorum ama bi güç var. salak yua. özlemişim belli oluyo dimi. bunları niye anlattıysam artık, heee o ezgi miii diceksiniz sanki.

- alanis morissette bebeyimdir. çirkin buluyorum gerçi ama sesi çok güzel. not as we ' yi dinleyin derim, benden tavsiye. dinlemezseniz de siz bilirsiniz, kiminin parası kiminin duası.

22 Şubat 2009 Pazar

pop goes my coleyn.

enteresan bi şekilde huzur doluyum bu gece. çoğu şey bok gibi ama ona rağmen hiç umrumda diyilmiş gibi çok acayip. umrumda aslında ama umursayamıyorum. hani şey olur ya. çok oturduktan sonra ayağa kalktığınızda dizlerinizin bağı çözülür. hem böyle güldürür gıdıklarmış gibi hem de bi an önce dizlerinizin tutmasını istersiniz. hem keyif verir hem de çekilmez. işte öyle. istemeden gülüyorum bok gibi olan şeylere. :)

kim olduğunu hatırlamıyorum ama birinin blogunda Noir Desir-Gagnants Perdants adlı şarkıyı dinledim, keşfedip indirdim. sanırım onun etkisi var bu salaklık halimde. su geçirmez bi empiüç le su altında dinlemeyi isterdim bu şarkıyı. ama öyle bi su altı olcak ki sizi mutlu eden sualtılardan. yani tatil bok gibi geçerken zorla girilen deniz diil, mutluyken girdiğiniz deniz.
ve de bi uçak camından bulutlara bakarken dinlemek isterdim bu şarkıyı. neyse çok uzattım, şu anda hatırlamıyorum o blogu, burdan teşekkür ediyorum. okuyosa ne ala, okumuyosa okuyanlar okumayanlara söylesin.

başlık nerden mi geldi. coleyn görlü çok seviyorum da o bunu bilmiyo. farkındaysanız yazar burda tırt bi film ve kitap olan boleyn girl'e de tariz yaptı. :) adios.

edit: bu yüzüncü kaydımmış, kendi kendime kutluyorum odamda. :) beşyüz olsun bin olsun. amin.

20 Şubat 2009 Cuma

acan.

aklıma hep ajanlık şeyleri geldi bugün. filmler, oyunlar, kitaplar, nsa, cia fln. çok seviyorum ben öyle ajan işlerini. cydarla zeyrek yokuşunda ajancılık bile oynamışlığımız vardır, duvara yapışmalar fln. bi de böyle çok film izleyince metroda fln psikopat oluyosun. mesela canım sıkıldıysa arkamda biri takip ediyomuş gibi paranoya yapıyorum gizlice kaçıyorum ortamdan. ya da birini düşman seçiyorum arkasından böyle hafifçe takip ederek sızmacalar yapıyorum, yer yer kalabalığı yarıp gözden kaçırmıyorum adamı, koşmadan seri yürüyorum. metroda aynı vagona farklı kapılardan binip bi soraki durağa kadar hareketlerini izliyorum. :) komik ama yapıyorum böyle şeyler yemin billah. billah makarna markası gibi. neyse.

splinter-cell ve assasin's creed adlı oyunları bu tarz şeyleri seven insanlara tavsiye ederim, ki muhtemelen biliyolardır, kime tavsiye ediyorum. ben mesela o oyunları tek başıma oynayamıyorum böyle korkuyorum çok heycanlanıyorum. mesela bigün splintercell oynuyodum, patrol yapan gard beni gördü, 3.seviye alarm çalıştırdılar. baktım olmicak kapattım oyunu şak diye. :D o yüzden derim ki bi partnerle oynamak hep iyidir, siz de öyle yapın. böyle şeyleri seven bi arkadaş edinin, tek başınıza misyonlara kalkışmayın. biz cydarla sabahlara kadar ps3te oynarız mesela, bölünmüş ekranla fln. hem böyle birlikte ilerlemek oyunda cesaret veriyo, hem de acayip takım oyunu yapıyoruz.
cesaret demişken evde teksem karanlıkta mutfağa giderken şarkı söylediğimi de bilirim eski zamanlarda. ama artık winamp açık oluyo yüksek sesle, gerek kalmıyo.
neyse rafıls ve house ikilisi beni bekler. çavbella.

18 Şubat 2009 Çarşamba

I go to bed at 9 o'clock.

I want to sleep with some
whole nights, and whole dreams
let it mingle in our veins
but there's a rule fore,
no sex anymore.
we don't wanna get complicated,
do we?

tırt.

cenkerdem şarkısı gibi şarkı yapmışlar. çok dandik. ama güldürmüyor da değil hınzır.

emesen.

en son bıraktığımda yaklaşık 100 kişi olması gereken emesenimde şu an yeniden yüklemeden ötürü 428 kişi var. bisürü offline adres, hangisi hangisi bilinmiyo. kıyafet değiştirir gibi mail adresi alanları saygıyla anıyorum. aynı kişilerden kopyalar, kullanılmayan mail adresleri, artık arkadaş olunmayan insanlar. kafayı yicem lan nası düzene gircek bu.
çok büyük iş açtı başıma bu cünyır.

17 Şubat 2009 Salı

kris.

- kriskornel uzamış saçlarıyla ve elektronik müziğe atılımıyla aramıza hoşgelmiş. elektronik lan. çok güzel olmuş, hep yapsın. konsept değiştirmenin vakti geldi zaten. saçlarını bi yıka yalnız kriscim. hoş pis mis demeden yer seni bayan arkadaşlarımız ama sen yıka sosyal hijyen(?) için.



sesime gelin demiyor da ne diyor bu adam. lan kris.

- personal jesus'un marilyn manson versiyonunu dinlerken, metroda yürüyen merdivenleri beklemeyip ta en aşşaadan taksimmeydan a kadar manuel çıktım. öyle bi şarkı, öyle bi gaz. sırt çantalı, kapşonlu bi adam. sanırsın hırsız. ya da city bilmem ne. çatıdan çatıya uçuyolar kaçıyolar ya onlardan. varya onu çok yapmak istiyorum da baya çalışmak lazımmış, zor.
personal jesus demişken, hilary duff "reach out and touch me" diyerek bok etmiş şarkıyı, dinleyin, şahit olun. kaşar mıdır nedir anlamadım. seksen tane badigardla dolaşırsan çarşıda pazarda bi de ecnebi memlekette herkes öyle şarkı söyler. gel bakiyim istiklalde söyle de görelim. azman gençlerimizle hep birlikte söylersiniz.

16 Şubat 2009 Pazartesi

ibik.

sevgililer günü bokundan dolayı sağda solda sürekli ibik görüyorum. hadi diyelim bi denyoluk yaptın sevgililer günü özeldir bizim için aşkitom fln dedin hediye aldın. ibik almak nası bi eylem onu çözemedim. seks,seks,seks diye sayıklıyo adeta. yazık yavrum. yılda bi kere seks yaparcasına. denyolar sizi.

- ben de mi bi ugg alıp giysem napsam. böyle ara ara bişeylerin çılgınlığı oluyo ya modası fln. işte ben o zamanlar çok korkuyorum, gerçekten. bildiğin ürküyorum. mesela hemen bi retrospektif yaparsak, - işte size cümle içinde kullanıma bir örnek eki eki - zamanında cat, buffalo, harley çılgınlıkları olmuştu. işte onlar beni çok korkutuyo. düşünsenize ne kadar büyük bi insan topluluğu. istediğini yaptırabilirsin yani, çok korkunç büyüklükte bir kitle. mesela şimdi o giydiğiniz uggların içinde ölümcül bi vürüs olsa kaç milyon insan ölür şıp diye. tanrım, çok büyük bir güç bu ugg. :)

- küçükken, 6-7 yaşındayken fln, teyzemlerin yazlığındayız bodrumda. annemin çantasında sakız arıyorum sentırfreş. bi adamın resmini buldum. baktım baktım böyle yabancı bi adam. böyle bi şok oldum sonra hiç bişey olmamış gibi aldığım yere koydum dikkatlice, hiç dokunulmamış gibi. bi düşünce aldı beni böyle, annem babamı aldatıyo mu diye. allahım nası korkuyorum üzülüyorum. sanki bi devlet sırrıymış gibi sakladım. görmedin taylır görmedin öyle bi fotoraf yok diyorum kendi kendime, bi yandan da dua ediyorum allam nolur yanlış görmüş olıyım diye. kendimi yedim çok uzun bi süre. tatil bana zehir oldu, gördüğüm o sırrı da gömdüm içime, hiç kimseye söyleyemedim yıllar boyunca. 12 yaşındayken tesadüf eseri öğrendim ki, meğersem dayımın gençlik fotoğrafıymış. :)

15 Şubat 2009 Pazar

windows xp kur'a hoşgeldiniz.

kardeşim kendi bilgisayarında kendini kaybettiği, 7/24 call center gibi nete girdiği için şifre koymaya karar verdik. hıyartonun dersleri de bok gibi. haber vererek, anlaşarak koyduk. ben kendime hakim olamıyorum koyun haklısınız fln gibi yalandan bilinçliymiş bırbırı yaptı.
neyse işte, bigün evde kimse yok ben de işteyim. sen gir benim bilgisayara. tam işlerini yaparken, holden bi anahtar sesi, annem. paniğe kapılıp fişten çek bilgisayarı. 15 dakika sonra annem arkadaşına gitsin, fişi tak bilgisayarı aç. bişeyler çıksın, sen F2 dir bilmem nedir bisürü bas. sonra reset at acaba bişey oldu mu diye.
"please select your proper boot device or insert a boot disk."
2 diskimde toplam 3 tane bölüm komple uçtu. 2si de enerji kesintisinden dolayı çöp. 2 tane disk aldırdım ona yeni. ama pırıl pırıl, çok irenç.
external'ımı seviyorum. ya ocak başında herşeyin yedeğini external'a almasaydım, yeni yıl virüslerinden korkup.
ne olursa olsun, o kadar uğraş, vakit, nefret ediyorum. ayrıca 1 ay geriye döndüm şarkılarımla sık kullanılanlarımla cartla curtla. onu geçtim, emesen listeleri kafayı yemişti bi ara hatırlarsınız belki. benim onlayn kayıtlı listem çok az. bilgisayardakilerle fln her kişiden 2 tane olmuştu msnde fln öyle bi karışıklıklar. üşenip hiç dokunmadıydım. bokum gibi kaldım onlayn listeyle, ne gruplarımdan eser var ne insanlardan. kimi tanıdığımı hatırlamak nası zor yareppim. iyice embesil ediyomuş bizi bu bilgisayar beynimdeki herşey ordaymış bunu anladım. :)
öf.
götoş kardeşimin bilgisayarından bildirdim, yakşamlar.

11 Şubat 2009 Çarşamba

- v.ö. 'na baba diyesim geliyo. kunteresan 'ın olayım vedat abi. kunteresan.

- sony'nin images.like.no.other. sloganı çok yaratıcı bence. yaratıcı da diil de esaslı bi slogan yani. bulan reklamcı iyi bi reklamcıymış. reklam yapmayı biliyosunuz ama %38 küçülüyosunuz n'aber. batın lan. hiç sevmiyorum zaten, eskidendi o sony sevdaları. plazma desen yapamıyosunuz fotoraf makinesi desen atı alan üsküdar'ı geçti sen hala 6-7 tane modelle dslr yapıyorum de. neyse niye taktıysam bu kadar soniye. alt tarafı bi reklam görmüştüm otobis üstünde. :)

- bulamadığım şarkılara thy'nın son reklamıyla, e2 nin 6-7 aydır jeneriklerinde oynayan "let's go out, out tonight" sözlerine sahip şarkıyı da ekliyorum. demis rusos da vardı, hatırlatıyım, geçen gün yazmıştım. çok ciddiyim, mantıklı dilekleri yerine getirebilirim, yeter ki birilerinde olsun bunlar.

kim 101?

böyle muhteşem bi ders olamaz. kimya olmasına rağmen muhteşem diyorum daha ne diyim. bak kaç zaman oluyo, okulu ilk kez sevdim, çarşambaları iple çeker oldum. bir amfi dolusu güzel insan. çok yabaniyimdir okulda, mümkün olduğunca tek kalırım. buna rağmen sesli kahkahalarla güldüm 3 saat boyunca, aralıksız. bi de böyle uzaktan eğitim fln var, bi yandan maçkayla canlıyayın bağlıyız, ondan pek bi eğlenceli oldu aslında. 3 saat nası geçti anlamadım. kızlar erkekler hepsi ayrı bi komik, ayrı bi karizmatik, ayrı bi güzel. kelimeler kifayetsiz kalıyor. :)
ve evet, 4 tane kalbim var, nolmuş.



* ya e.e.ş. bu bence. ayrıyeten yazmıyım, listemize eklemiş sayalım.

10 Şubat 2009 Salı

push the button.

benjamin button'ı sonunda izledim. diceğim şudur ki olmuş. en azından etkiledi beni. illusionist ve das parfume karması bişey olmuş, yani onları andırdı bana hikayesiyle, kurgusuyla, müzikleriyle, duygusallığıyla. bilgisayarı biraz fazla kullanmışlar. yani muhteşem fotoğraflar olabilecek bi çok kare içeriyo, pause yapası geliyo insanın ama bi çoğu dijital. özet olarak çok şahane bi film diil, ama hoş vakit geçirdi yani, 3 saat gerçi yordu biraz ama güzeldi. özellikle !f Istanbul başlamadan gidin derim, sonra gidenin beklentisi yüksek olcağından bi boka benzemez film. jeneriğindeki düğmeler çok güzel de, onları bulamadım.

demis roussos - elle attend adlı şarkıyı bi türlü bulamıyorum. share sitelerinden dinleyebiliyorum ama indiremiyorum. kendisine sahip olan veya bulabilen varsa çok sevinirim, dilesin benden bi dilek.

8 Şubat 2009 Pazar

god is dead.

bazen yönetilme içgüdüm ağır basıyo. dışına çıkıp kendimin, izlemek istiyorum sanki etkilenmiyomuşum gibi. ister tembellik diyin ister vurdumduymazlık. acaba çeken bişey var mı diye kontrol etmek için ipi bırakmak istiyorum. derin mi acaba burası diye boy vermek istiyorum. biliyorum, çok şey istiyorum. ama koyun olmak gibisi var mı. yaşamdaki her olgu için öğrendiğim tek şey var, ne kadar farkında olursanız o kadar yıpranırsınız.
follow the leader.



alkolle beraber kana karışan şarkılardan. bütünüyle, zerresi bile kalmadan.

reach out and touch ney?

- depeche mode konseri çok pahalı geldi bana. gitmek istiyorum ama bu aralar o kadar zengin diyilim. nolcak hiç bilmiyorum. uzaktan uzaktan mı sevmeli yoksa dave'i bilemedim.

- bilgisayar ve televizyon kurulumuna gittiğim yerde bi kıza aşık oldum. böyle biraz güzel de bişey. bi de çok it gülüyodu yani napıyım. gayet müşteri-satıcı resmiyetinde olabilirdik sonuçta. ama bi enteresan şakalar fln mağazada. neyse sattım işte hepsini, hiç affetmem. gittik kuruluma, annesi babası bi de bu kız, biz de arkadan onların arabalarını takip ediyoruz. vardık işte, oda tam bir kız odası. çok komik böyle. bilgisayar masası masalıktan çıkmış, tokalar lipsitikler fln havada uçuşuyo. topluyo bu fln, bi de sürekli kendiyle dalga geçiyo esprikler yapıyo. ben önce seviyeliydim sora tutamadım kendimi, gül gül öldüm :D neskafe yaptı bana, sonra vinstın verdi. bu arada bunlar olurken tüm aile de evde yani, yanımızda. annesi, bayadır erkek girmedi ya odasına panik oldu eherekokero fln diye şeyler söylüyo. nası utandım, hem sesli güldüm hem utandım. kafamı eğdim, duymamazlıktan geldim. hatta bi soru sordum sanırım yazıcı nereye koyulcak fln diye konu değiştirdim. :) böyle de geniş bi aile, hollandalılar heralde. :D hollandalılar diyince çok acayip oluyo. lalolo fln oluyo. finlandiyalılar daha zor mesela, fillandiyalılar oluyo ağzım.

ya aslında daha çok şey anlatcaktım da çok yoruldum bugün, uykum geldi. au revoir diyorum, her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa.

5 Şubat 2009 Perşembe

mim.

ben mimden tiksiniyodum ama bayadır yazmadığım için özlemişim. uçan hollandalı ve amelie poulain iki farklı mimle köşeye sıkıştırdılar beni. ben naptım. ters köşeye yattım.

- 40 yıl düşünsem aklıma gelmez diyeceğin 3 icat: printer, ampul, uçak.
printer bildiğin ödev yapıyo lan çok ilginç, ekranında gördüğün şeyi gidiyosun örtmenine gösteriyosun o da imza fln atıyo. eskiden a4 altına çizgili dosya kağıdı koyup yazardım ben teytey. ampul hiç aklıma gelmezdi, mum iyi lan derdim hafif loş.
uçaktan hiç bahsetmiyorum bile nası uçuyo bilmiyorum. sırf onun için okuluna girdim hayırlısı. pervane takıp çıkarırım belki.

- en sevdiğimiz 3 peynir çeşidi: mimi yaratan gurme miymiş neymiş. tam yağlı inek peyniri yiyioruz biz, yımışak oluyo. markası da özpey.

- lunaparktan 3 alet: vortex, crazy dance, bi de alaborayı çok özledim. o sıradaki korkuyla sıradan çıkmayı kendine yedirememe arasında kalmayı sevdim ben.


-1. Paraşütle atlamaya karar verdiniz ve ilk atlayışınızı yapmaya hazırlanıyorsunuz. Yerde sıranızı beklerken yukardan atlayanları seyrediyordunuz... Aklınızdan neler geçiyor?

wtf? uçuyolar lan.

2. Sıranız geldi ve uçak üçbin metreye yükselirken siz de kendinizi hazırlıyorsunuz. Arkanıza hiç bakmadan önünüzde açılan kapıya geliyor ve kendinizi aşağıya bırakıyorsunuz. Aşağıya atlarken ne diye bağırıyorsunuz?

auoaaaaaaaaananıskimamınakoyimgötorospuçocuğu. -alaboraya ilk bindiğimde de böyle bağırdım. örtmen kızdıydı.-

3. Güvenli bir biçimde yere indiniz. Paraşütünüzü toplarken bir eğitmen size doğru geliyor ve birşeyler söylüyor. Eğitmen ne söylüyor?

kaptan pilot ahmet dedi ki, ayrılmasın bi yere geliyorum 5 dakkaya dedi.

3 Şubat 2009 Salı

simitçi.

azcık alkollüydüm, rte davos taklidi yapıyodum. çok güzel yapıyorum bu arada söliyim. işersiniz altınıza. nitekim simitçi bile eheheoajehero diye güldü. ben de ona sırıttım, bu gençlik alem ya dedi. artık ne zaman simit yesem senden alıcam.

bi arkadaşım izle bak pişman olmazsın diye dj tiesto'nun copenhagen konser kaydını verdi. elektronik müziği severim ama ben böylesini görmedim nası güzel çalıyo. dinleyin derim, adı dicey diye es geçmeyin. kraftwerk gibi karizmatik ismi olsa es geçmezsiniz ama. tiesto'yu da dinleyin siz. ordaki kendinden geçen insanlara özendim, ilk konserine gitme kararı aldım, gelsin bi an önce. adagio for strings dir beni benden alan.

miss sixty.

metroya bindim itü'den, taksime gitmek için. yanıma oturmuştu önce, sonra 4.levent'te aktarma yaptık kalabalıkta yerini kaybetti. ben oturcak yer bulmuştum ama o ayakta kaldı. sonra yandaki adam kalktı da oturdu çok şükür. ben kitabımı okudum, o cumhuriyet'ini okudu. tişörtümsü, insanın dokunası gelen yımışak mavi elbisesine mi yoksa muhteşem eski campuslerine mi yanıyım bilmiyorum. 20 dakka inceledim, istiklalde kb ye kadar beraber yürüdük. çok enteresan şeyler bunlar. arkadaş gibi resmen. denk mi geldi kasıtlı mı yaptık bilemicem ama resmen yanyana yürüdük tanışıyo gibi. adımlar adımlara. bi ara ben arayı açtım ama ayakkabım çözüldü, bağlamak için sağa yanaştım. kafamı kaldırdığımda önümden geçiyodu, nası köpek baktı. o an donsaydı keşke, o dolu bakışı kaydedebilseydim yada fotorafımızı çekseydim 5-10 metre uzaktan. film gibi oldu herşey. bu filmde göze çarpan neydi biliyo musun. aypodunda çalan idioteque, montundaki ufacık miss sixty amblemi. eve geldim googleladım yemin ediyorum. bilmiyodum çünki miss sixty fln. hep gel metroya olur mu.

2 Şubat 2009 Pazartesi

ibştrkcll.

- yarıyıl tatilinden ötürü gnctrkcll geçmiyomuş. ibişsiniz olum hepiniz ibişsiniz. bu cümlemi okuyunca senden ötürü mü benden ötürü mü diyesim geldi. :) niden hastasın?
yesman ile benjamin button arasında kalanlara referans olsun, bencamine gidin. bencaaaaminnn neler oluyor bencaaminnn. ama yesman de çok güldürüyo bak, gençtürksel başlar başlamaz ona gidin yada 3 liraya korsan edinin. yer yer çok güldürdü beni. bazen de uykum geldi. ecük güldürdü ama daha çok.

- ciddi ciddi rihanna'nın disturbia şarkısını seviyorum. kendime hayret etmekteyim ama valla seviyorum. kız da güzel arkadaş napıyım. çok kısaymış gerçi öyle dediler ama napalım allah baba da onu beyle yaratmış. :)

- essay yazmanın bana öğrettiği tek şey, virgülden ve noktadan sonra boşluk olması gerektiği. yarın okul başlıyo, 6 ocaktan beri şahane yatıyodum geziyodum. yine işokul ağırlığı altında ezilicem heralde. o yüzden essay yazmayı çok özledim, hiç başlamasın 101ler 102ler fln. bide bişi diyim mi ben öseseyi fln unuttum he. hiç öyle itülüden ders verilir fln diye işlere kalkışamıcam sanırım, matematikmiş fln sildim resmen onları sınavdan sonra. beynim kalmadı.

* - ya bu koraycandemir çok yakışıklı kızım, kız olsam kesin veririm.
- bulduk da vermiyoruz sanki, salak. ekieki.

sabaha kadar diskodisko.

benim bu şarkıda göbek atasım geliyo. gerçekten. ama bildiğin göbek yani dümdüz, hiç bi çeşidi, yöresel kültürel sanatsal değeri fln yok. düğün salonu göbeği.



düğün salonu diyince aklıma geldi, bunca yıllık ömrümde kardeşler markası adı altında gördüğüm şeyler bakkaliye, kuaför, berber, düğün salonu, et lokantası, kuruyemiş, tekel bayii, market, grosmarket. bi tane böyle filmci fln göremedim ama ona yanarım. şöyle mephisto gibi bi yerim olsa kardeşler i düşünürüm.