CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

31 Ocak 2009 Cumartesi

ledaliiii ledalaaa.

üf çok güldüm ben buna ya. karnım ağrıyo yemin ediyorum. böyle kasıldım resmen.
mustafaaaaa. bakkalın alası.

29 Ocak 2009 Perşembe

bulutların saçı kısadır.

"şenlikler başlasıııııın" :D

şimdi siz bu espriyi anlamıyosunuz ama, bu espri bi kızın doğum günü kutlama şekli. arkadaşlarını fln böyle kutluyo, 12'yi geçince saat. neyse susalım şimdi afişe etmek de istemiyorum o kızı :D

bugün marla'nın doğum günüsü. bildiğin bir yetişkin oldu. kocaman kız, eşşek kadar. tanıştığımızda bit kadardı he, pire kadardı. gerçi hala pire kadar ama bi değişik işler işte bunlar.
kocaman kız oldu yani enteresan bence. gerdanı fln da sarkar bi iki seneye işte o zaman çok gülerim. :) gerçi benim sarkmaz mı, benim de sarkar. ama önce onun sarkar bence :)
hediyeme de karar verdim, bulutlara binmiş turti ler gönderiyorum incirli.
çok seviyoruz ayrıca. bunları okurken köpek gibi gülmene rağmen. :)

27 Ocak 2009 Salı

seviyorsle.

size hayatımın kadınının bi prototipini göstericem. evlenceem kadın da olabilir, evlenmesem de, başkalarına rağmen sonsuza kadar böyle bi içten içe seviceem kadın da olabilir. başkaları da olur hayatımda ama, bu kızı sonsuza kadar severim. zaten aşk çikolata gibidir, araya fıstıklar girebilir :D
yeni keşif kendisi. ısrarla takip ediniz.
gözleri, burnu, dudakları, saç kesimi, saç rengi, elbiseleri, tavırları, dans edişi, boynunu oynatış biçimleri bile. hatta sesi ve müzikal zevki. sanırım ağlıcam aşktan. gerçekten ama, böyle dalga geçmiyorum. hani hızlanır ya kalbiniz, öyle oluyo. myspace'deki fotoraflarda da, videonun başındaki poker sahnesinde de, daha önce bahsettiğim iç delen bakış vardı ya, derin. işte onu görebilirsiniz rahatlıkla. ya bi de o poker sahnesinde birine benziyo ama çıkartamadım. beren'e mi benziyo acaba.
onu bilemiyorum ama işte bu kız ceviz ve viski ikilisi ardından yanaklar kırmızı kırmızı sızılası kızdır. o kız bu kız işte.

honeyhoney - Little Toy Gun video

tıklayarak, myspace sayfalarına da ulaşabilirsiniz.

edit: sildim ben videoyu. blogu açınca otomatik açılıyodu napiyim irenç.
ben de ne hastayım he, yapamadım demiyorum da hemen siliyorum. izlemeyenler tıklayarak izlicek artık, elleh baba da beyle yaratmış bu blogu.

26 Ocak 2009 Pazartesi

heytmeyt.

bilimum çift katlı otobüslerde dizini koltuğun arkasına yaslayan ayılar!

olm varya hepinize çok uyuz oluyorum bigün çok pis dalıcam. bak önceden söylemedi fln demeyin. cazgır diiliz diye horul horul uyuyosunuz, az kaldı birinizin götüne sokucam o dizi. kanser ettiniz lan beni kanser. o şanslınız da çok şaşırcak amma tepki verdi, resmen kendi götüme soktu dizimi diye ama işte o yılların biriktirdiği tepki olucak. kişisel algılamasın.

24 Ocak 2009 Cumartesi

untitled.

untitled yazmayı çok seviyorum he sağa sola. türkçe windows'ta ne kadar çirkin adsız diye. untitled öyle mi halbüse. değişik bi karizması var :)

-lost izledim, 5.sezonun ilk bölümlerini. bence artık iyice eşşeğin şeyine su kaçırmışlar. hiç eski tadı kalmamış, bokum gibi dizi olmuş. eski tadı kalmamış ama yine de izletiyo kendini köpek. prison break 4. sezon da öyleydi mesela. hiç o break tadı kalmamıştı, saçma sapan misyonlar fln. ama izletiyodu yine, çünkü kendi içinde bi bütündü, aksiyondu. neyse işte öyle, hiç tad alamadım lost'tan. ama özlemişim biraz. sawyer hala daş gibi adam. kate çökmüş. global krizden olsa gerek. bi de şeyi görseydim clarie, yani gerçek adıyla emilie de ravin'i. ona aşıktım ben. bi onu, bi charlie'yi bi de ana lucia yı çok özledim.
---spoiler---
ama tabi hepsi öldü. akdjkgfadsf :D o kadar spoiler'ı görüp de ne yazmış diye baktıysanız hakettiniz yani bu sonu, henüz bilmeyenler.
---spoiler---

- hani geçenlerde reyon düşmüştü parmağıma fln çok fena olmuştu ya tırnak. işte o tırnak zangır zangır sallanmaya başladı, çok dehşet verici bi durum. ama bi yandan da düşsün rahatlıyım diyorum.

- bikaç kişiyi çıkardılar mağazada. çoğu da ehliyetli adamlardı. kimse kalmadı araba kullancak. böyle bi kim gitcek şöför bulalım fln diye kriz anında atladım benim de ehliyetim vardı ki ohooo diye. her yere ben gidiyorum artık. o montajlara teknik servislere fln gidiyodum ya. artık işte hem gidiyorum hem sürüyorum çok güzel :) bahçeşehir'e bi de ataköy'e gittik bugün. gez gez dur. bi bakmışım akşam olmuş, 2-3 saat sora da bitti zaten iş, çok süperdi :D

yoruldum konuşmaktan. au revoir.

21 Ocak 2009 Çarşamba

where's my mind?

- az önce house'un 2.sezon finalini izledim. ve şu ana kadar beni en çok hayran bırakan bölümü oldu. adeta bi film çekmişler 45 dakikada. izlemeyenleriniz varsa söylüyorum, house'a başlayın. ve de bi an önce 2.sezon finaline gelin :)
bilmiyorum neden ama beni böyle şizofrenik şeyler çok etkiliyo. filmi izlerken sürekli bi sorgulama, hangisi gerçek hangisi diil, dakka başı ters köşeye yatma fln. işte benim tüylerimi diken diken eden, gerçekten sinemayı film izlemeyi başlı başına bi deneyim haline getiren böyle eserler. fight club'da da oldu bu, memento'da da, a beautiful mind'da da. böyle etkilenip etkilenip kalıyorum hö diye filmden sora. hayat boş geliyo, zaman duruyomuş gibi oluyo. arkadaş bana öyle filmler lazım. siyaey filmleri fln da aynı etkiyi yaratıyo mesela aklınızda olsun. hangi film olduğunu hatırlamıyorum da bi tane filmi burda migros afm'de izlemiştim. çıkınca böyle zaman yavaşlamış gibi oldum, sesler silik geliyo ışık fazla geliyo, herşey anlamsız geliyo fln. sürekli bi düşünce halindeyim, arkadaşlar iyi misin fln diyo :D işte az önce, bu deneyimi ilk defa bi dizide yaşadım, lost bile yanına yaklaşamadı. he şimdi böyle şeyler diyorum, house losttan süper bi dizi fln diil genel olarak, öyle beklentileriniz olmasın. ama 2.sezon finali, bambaşka bişey.
neyse işte bakın saçmalayıp bisürü şey yazmışım, demek istediğim film sorası kendinden geçme olayı bu. :)

ayrıca bu anlattığım şeyleri yapabilcek olan tavsiye filmlerinizi de bekliyorum, belki izlememişimdir, bana çok güzel bi hediye vermiş olursunuz. hadi adios. aklınıza mukayyet olun bi daha görüşene dek. mukayyet öyle mi yazılıyo bilmiyorum ama öyle okunuyo :)

19 Ocak 2009 Pazartesi

e.e.ş. # 5

e.e.ş. serimize devam edesim geldi bi an. birincisi, bourne üçlemesinin soundtrack'idir ayrıca, bilginize.








- bugün gittim alışveriş yaptım. teyzemin yılbaşını hediyesini değiştirmeye gittim, bi bakmışım elimde poşetler. ama çokgüzel şeyler buldum ucuza, kapşonlular sweatler tişörtler havada uçuştu :) bazen öyle kriz geliyo, senede 1-2 kez, para saçıyorum. zaten bu krizler dışında da başka alışveriş yapmıyorum, çok zor geliyo. o yüzden giyinebilmek için lazım bu krizler sanırım bana.

- otobis durağında, ayakta kal diye bi türk filmi'nin afişini gördüm. yine klasik liseli maceralarını anlatan türk filmi. anladık sinem kobalın götü çok güzel, ırmak ünal fln da asi seksi liseli oo ye diye koymuşsunuz. hayır o diil, 4 sene lise okudum, bi kere bile öyle okul eteği görmedim, nerdeyse söyleyin bundan sonraki liseli nesile de faydanız olsun. nası bi fetişi var yönetmenin bilemiyorum. ırmak ünal'ın da yapmadığı halt yokmuş bu arada, son zamanlarda öğrendim. neyse işte, bi kez daha üzüldüm öyle film görünce. gerçi ıssız adam'ın yılın en muhteşem filmi olarak gösterildiği bi sinema topluluğundan çok bişey beklememek lazım, çünkü çıta ıssız adam. he ıssız adam çok mu kötü, değil, orta halli vasat. ama çıta olması yanlış, en tepede. yani insan merak ediyo işte böyle, ayakta kal, okul mokul gibi filmlerin yönetmenlerini. bence dışardan bi adama çektiriyolar :) çünkü en kötü yönetmen bile olsan, bi yerde bi sinema fln okumuşsundur bişiler yapmışsındır, sinema tarihi fln bilmen lazım zilyonlarca film izlemiş olman lazım. tırt bile olsa azcık entellektüelliğin olur zamanla. sanırsam film şirketinin patronu çekiyo, başka açıklama bulamadım. yapmayın, etmeyin.

18 Ocak 2009 Pazar

pastalar da uçar.

nihayet blogger dünyasına katılan uçanhollandalı 'nın doğum günüsü olduğu için, ona burdan hediye hazırladım. arada tonlarca mil (?) olduğu için, anca böyle sanal sanal. nice senelere sıpa :)





ayrıca bi önceki post'taki fotoraf varya, feyk o :) çocuk ben diilim, kız da jolene hanım diil. orasının neresi olduğu hakkında ise hiç bir fikrim yok :) ama çok beğendik fotorafı napalım :)

hediyedeki katkıları için cenkerdem'e teşekkürler.

17 Ocak 2009 Cumartesi

barselonada aşk başkadır.


bakın şimdi bu fotoraf varya çok güzel bi fotoraf. en sevdiğim fotoraflardan biri. soldaki ben, sağdaki de jolene . geçen yaz çekildi bu fotoraf, cervantes'i bitirip, ispanya'ya hemen gitme anısıdır. ne zaman baksam gülerim, bence çok komik bi fotoraf :)

16 Ocak 2009 Cuma

simik.

burnum tıkalı şimdi tamam mı. bi taraf tıkalı diğer taraf akıyo. şimdi akan tarafı çekmek istiyorum ama anatomimiz itibariyle tek tarafı çekemediğimiz için ikisini birden çekmek durumunda kalıyorum. noluyo, diğeri tıkalı olduğu için çekemiyorum. böylece bi tane nefes aldırmayan bi tane de şırıl şırıl akan, totalde iki delikten oluşan bi burnum oluyo.
bi de şey var mesela, böyle tıkalı olan tarafın içinde sanki bi kabarcık hareket ediyo, bi anda açılıveriyo burnum tık diye. ama sora yine kapanıyo. bunu eminim hepiniz yaşıyosunuzdur, böyle o kabarcıkımsı patlasa da tık diye burnum açılsa diye. size anlattığım bu olayın medikal açıdan açılımını bilmiyorum neden öyle oluyo. ama bence kabarcık o :)

yani sonuç olarak diyorum ki, burnunun tek tarafını çekmeyi bilen varsa söylesin nası olduğunu, bana da öğretsin. simik simik nereye kadar. siliyorum siliyorum bu sefer de tahriş oluyo, çok acıyo. aslında en güzeli neydi biliyo musunuz, ufakken sivitşörtün lastikli kol kısmına silmek :) yine yaparım gerçi şu an ama iş fln olduğu için pek mümkün diil. ama böyle boş günümde evde yattığım bi günde olsaydım giyerdim bi tane lacivert sweat. silerdim de silerdim, bi yandan da film izlerdim öah mis :) o boş gün de taa pazartesi. selpaa olan var mı?

15 Ocak 2009 Perşembe

fıttırıfleykgörl mimlemiş, ilk başta bişi yazmıcaktım ama sora vazgeçtim, tembelliğimi kırıp yazmaya başladım :)

son zamandaki keşiflerimizi sormuş; yok benim keşfim :)
takip alışkanlığım yok benim.o yüzden dünya için yeni olmayan ama benim için yeni olan şeyleri yazabilirim sanırım.
müzik:
dean martin-blue moon
tom waits-little drop of poison
tony bennett-I'll be seeing you
tony bennett-fly me to the moon
redd-boşver
dido-don't leave home
travis-my eyes

kitap,film ve dizi hakkında sölicek yeni bişey bulamadım. ama derim ki dizi olarak, breaking bad ve house mükemeller. oldu baya keşfedeli 2-3 ay ama onları izliyorum. breaking bad bitti, house da 2.sezonun sonlarında. izleyin, güzel.
filmde de geçen oturdum, The Bourne üçlemesini seyrettim. ajan majan siyaey, seviyorum öyle dizileri filmleri. basmakalıp holivud gerçi, ilginizi çekmeyebilir.
sonra oyun oynuyorum ben, kantır 1.5 le eurocup 2008 i tek geçerim. kantırı özlemişim be, adam vurmaca fln. acayip colt kullanırım :)

evet genel olarak anladığım şey, yeni olmakla ilgili problemlerim var sanırım. kimseyi mimlemiyorum ayrıca, mimlemeye ısınamadım. mimlediğim insanların bloguna bakasım geliyo sürekli, hiç beğenmiyorum öyle merak içinde kalmayı. ama yani güzel bi mim, beğenen olursa benden mim beklemeden yazsın bloguna. okuruz hep beraber,fena olmaz. :)

13 Ocak 2009 Salı

strepsils.

bayadır bişeyler yazmıyodum iş güç derken, bisürü şey gelmişti aklıma yazcak şimdi unuttum :) geldikçe yazarız. an itibariyle, 37.9 santigrat fahrenayt derece ateşim var. bi de R vardı, R neydi? referans mıydı? C, F, R. kimyayla ilgilenen ya da öss ci arkadaşlar yardımcı olsun. neyse ne diyoduk. işte çok fenayım. kendimi yollara atabilcek kadar iyi hissedersem, cydarlarla "dest-i izdivaç" a gidicez :D gerçekten böyle bi plan var ama işte hastalık tam üstüne geldi. bayan adaya sorular fln sorcaz, üstüne gidicez iyice :) işalla ateşim düşer, enerjikleşip gidebilirim çok şükür amin.
strepsils-sandoz-upsa-benical 4lüsüne sığındım, işe yarasalar bari. hiç de sevmem ilaç kullanmayı mecbur olmadıkça almam ama, evde yatıp kendi kendime iyileşicek kadar bekleyemedim.
onu bunu bırakın da, fırat hayaletçi adamı nası kovuyo süpürgeyle pısst pıssst diye :D benim de öyle kovmam lazım gribi.

7 Ocak 2009 Çarşamba

qwerty.

- naber sevgili okur. çok yorgunum bu akşam. okula gitmedim işe gittim, cuma günü izin alıp sınava gidebiliyim, sınav sonrası da dışarı çıkıp içkimi içebiliyim diye. işyeri yordu beni. ya bi de ben çok kötü besleniyorum sanırım ya annemin yemeklerini özledim. işyerinde tabldot veriyolar ya, kötü diil yani güzel yemekler çıkıyo da böyle amaç sizi beslemek diil de doyurmak olduğu için saçmalıyolar. pilava mesela basıyolar yağı. lan pilav yağdan birbirine yapışır mı. tane tane olur, çok az da yağ koyarsın tercihen tereyağı, sen o eser miktardaki yağın tadını alırsın, "mmm ne güzel lan çok lezzetli" dersin. bununki böyle diil, yağlı pilav çorbası. son sölediğim tanıma hiç bi anlam veremedim şu an :) neyse burdan halil abiye sesleniyorum, mercimek çorbanla domates çorban çok süper ama pilav olmuyo halil abi. ayrıca bugün yemek tuzsuzdu onu da söliyim. düşünsenize bi de adamın blogu fln varmış, aşçının yani. yemek tarifi fln. okuyomuş bu yazıyı ajdsfjasgjk :D

- annem bugün bi profitöröl yapmış, ooof ooof. bu kadın bi cevher ya. lan ben nası bırakıp gidicem eve çıkıcam. hayatta gidemem. böle profötöröl görmedim ben :)

- biz bugün mağazada bisürü fotoraf çektik, gönül isterdi ki hepsini koyıyım size işyerimi görsel tanıtıyım. ama çok zor. o yüzden şimdi size sürpriz yapıyorum. beni hiç bi şekilde görmeyip de sırf yazdıklarımdan tanıyanlara çok büyük sürpriz. ta taaaaaaaaaaa :D

http://aşşağıda/ link bakma boşuna.com :)

çok büyük bi fotoraf oldugundan ve çözünürlüğünü değiştirmek istemememden ötürü blogıra koyamadım. ya bu benm bloga fotoraf koymayla ilgili sorunlarım var sanırım he. neyse.
---spoiler--- mine çekti, ben de utanıyım dedim :) detaylara dikkat çekmek istiyorum, yaka kartı, minenin reyonundaki nokyaları asker gibi dizişi. ---spoiler---
tabi hala esrarengiz bi futoraf, surat belli diil. çok boktan bi suratım da olabiliiiiir, muhteşem bi suratım da :) siz istediğiniz suratı yerleştirin oraya. zaten suratlı resim olsaydı, bi yerde görseniz fln hemen tanırdınız "aaa taylır" diye. ben istiyorum ki, hepimizin içinde bi taylır olsun, orda yaşasın. :D yeri geldiğinde kendini göstersin.

http://www.divshare.com/download/6264479-ad5

6 Ocak 2009 Salı

tele.

yeni paraları gördünüz mü sevgili okur. aynı bir monopoli parası. hatta şans yolu fln da olabilir :D
bende 1, 5 ve 200 dışında hepsi var ama kıyamıyorum harcamaya. babam da manyak gibi odada bulduğu eski paralarımı fln yenileriyle değiştiriyo. hayır noldu, cüzdanım hep yeni para oldu. param bitiyo onları harcamaya kıyamıyorum. salak gibi parasız parasız geziyorum :) böyle iyice bi ortalığa düşsün o paralar ondan sonra harcamak istiyorum. hem güzel hem bokum gibi para. eskisi daha kolay tutuluyodu sanki bunlar çok ufak. zaten bozuk paraları yetele döneminde yüroya uyarlamışlardı, şimdi tam oldu. her kuruşumuzla ab'liyiz, yürop olduk brava çok globaliz. o kadar globaliz o kadar globaliz ki top gibi olduk bi şut çekseler filistine kadar gideriz falsolu, işgal bile ederiz. kongrıleyşıns.

bence paranın arkasına da " in tiyyip irdiğin, we trust " yazmalıyık anca öyle tam olur. yoksa eksik yani. yişisin ricip. binim ıyım ricipei.

4 Ocak 2009 Pazar

- evet 2009'a hoşgeldiniz sevgili okur. hadi bi öpüşüp barışalım önce burdan bana kızmış okur varsa hiç. belki uyuz olmuştur. belki de çok kızmıştır küfretmiştir. gelin barışalım size zeytin dalı uzatıyorum :)


- dün parmağıma gondol reyon düştü. şimdi diceksiniz ki o ne. resmini de koycam ama böyle 4 kişinin kaldırarak altına tekerlek koyabildiğimiz, ortalama 140-150 kiloluk bişi. koca bir reyon. götürdük işte gitmesi gereken yere, tekerlekli platformu alcaz altından. kaldırdık. platformu çektiler. karşıdaki salak bi anda bırakmaz mı. refleksle elimi çektim ama en uzun parmağımız olan orta parmak, yapısından ötürü kaçamadı. nerdeyse kurtarıyodum ama tırnak altta kaldı. şu ana kadar diş ağrısıyla beraber hayatta yaşadığım en büyük acı, tarif edemiyorum. öyle bi an geldi ki, yanımda parmakla ilgilenenlere "kesin lan şunuuuaaa" diye baardım. kırmızı mor ve lacivert olarak renk değişimini tamamladı son 48 saatte. mağazadan bi kaç arkadaş ve annemin iddaasına göre bu tırnak düşermiş. anaokulundayken düşürmüştüm bi kere daha ama şimdi yine panik oldum. o lacivert yeşile ve belki sarıya doru açılcakmış renk olarak gökkuşağı olcakmış :) napalım işte şanssızlık. parmak da kırılabilirdi ki, refleksle çekmesem düştüğünü farketmesem muhtemelen öyle olcaktı. kimsenin başına gelmesin, dikkat edin.

- o en aşağıda lastik ayaklar var görüyomusunuz.işte onlar böyle kazalar olmaması için yapılan akıllıca icatlar. ayaksız reyonlar siktirip gitsinler.

- işyeri mükemmeldi bugün. yarın 10da midyear sınavım olmasına rağmen, sabah 7de kalkcak olmama rağmen bugün çok güzeldi. ödüllü pes2009 turnuvası var, playstation 3 turnuvası. turnuvanın futorafları çekilcekmiş, insert, gazete ve web için. geldiler elime bebek gibi K10D sıkıştırmızlar mı :) o an böyle, "taylır bey fotoğraf çekimiyle siz ilgilenecekmişsiniz galba" demeleriyle beraber heycanımı anlatamam. karar verdim, hobide kalmıcak bu iş. az da olsa parası ucundan biraz bu işe de giricem. fotoğrafçı çırağı da olurum, reklamcılıkta da çalışırım, serbest de çalışırım, düğün fotoğrafçısı da olurum :D ne iş olursa yaparım. çok güzel oldu futolar. bi ara üşenmezsem yüklerim. ya da yüklemem belli olmaz. ama bi tane resim koycam yazının sonuna.

- saç okşanması çok tehlikelidir, ben burdan bi erkek olarak karşı cinsimi uyarıyorum. sonra çocuk gelip de aşkmeşk diye saçmalarsa vay ben yapmadım vay ben duymadım demeyin. hiçbir erkek, salak da olsa, götünden atıp da size aşkmeşk yapmaz.

- hadi adios kendinize iyi bakın bi süre. ben tekrar yazana kadar. sonra yine düşünür, yeniden değerlendiririz bu durumu. :)
http://www.divshare.com/gallery/462947-4bb

- linke tık yaparsanız büyür. çözemedim thumbnail olayını. mimar, grafik tasarım gibi işlerle bilgisayarının sabrını zorlamayıp da inatla intele para verenlere gelsin bu futo. ne? yeşil oje bozmuş mu? evet, ben de öyle düşünüyorum :) ps uğraşamadım. görmeyin onu siz.