-uf bugün ne biçim souktu he. ama çokgüzel bi gün oldu böyle acayip yorgunum. alkollü beyin yorgunluğu :) ecüklen buluştuk sonunda, odtüyü kazandı bu hayvan, iç mimarlık. hiç beklemezsin yani böyle 210 220 yapıyodu ama son 2 ay çok sıkmıştı kendini. neyse ankarada tabi haliyle, çok özlemişim sıçtım gülmekten. bi ara ciddi ciddi tutamıcam kendimi işicem sandım öylesine karnım ağrıdı :) otobüste geliyürük, bi çocuk var annesiyle ufak böyle. nası tatlı. lan iyice babacan bi adam oldum çıktım, ufak ve şeker çocuklara dayanamıyorum. salak nası şımarık bi de yavşıyo böyle. önce pas vermiyo ufaktan kesiyo sonra yavşıyo :) mest etti tüm otobüsü. çişi geldi bunun, su şişesi verdi bi adam, annesi de işetti mecburen gizlice. bırakıcak çünkü öyle inatçı. nası suratı kaydı salaan, böyle kendinden geçti :D şu an taklidini yapıyorum yüz ifadesini ama göremiyosunuz çok kötü bişey bu yazıyla bişi anlatmaya çalışmak. hayatımda böyle bi şapşal şeker çocuk görmedim, ay gerzek koparcam ağzını burnunu :D
- otobüs kavgaları çok komik, böyle ağzımı kapatıyorum güldüğümü görmesinler diye :) ya da cama dönüyorum falan. bi kavga bi aksiyon seziyim, hemen kapatıyorum aypodu, pür dikkat takip ediyorum :) ama gerçekten komik yani. nası cazgır insanlar. biri bana laf atsa öyle kavga çıksa hiç uraşamam yani. kısık sesle siktir derim geçer giderim nası kavga ediyolar. sanırsın siyaset meydanı. hayır bi de boktan püsürden konular. hani mesela cüzdanını çalar biri, ona kavga çıkarırsın ağzını burnunu kırarsın, otobüsten fln attırırsın da, böyle koltuk için önce inmek için önce binmek için her boka bi kavga. niye orda duruyosun diye bi kavga bile çıktı ayaktaki insanlar arasında :) mecbur olmasam hiç binmem otobüse fln, tanımadığın 845 insanla paylaşmak zorunda kalıyosun, hepsi de birbirinden tip. -bordo bok hariç, ikimiz binek otobüse bide şöför olsun, dağlara taşlara sürelim otobüsü. yüreğinin götürdüğü yere götür bizi kaptan- :)
- bazen çok bencil oluyorum yalnızlık konusunda. özellikle otobüslerde. tanıdık fln çıkınca mesela çok gergin bi ortam oluyür. geliyo illa yanına oturuyo. çok sevdiğim muhteşem bi insan dahi olsa, otobüs yolculuğu muhabbetinin sınırı bellidir yani. istemiyorum ben genelde öyle sohbet etmek. rahatsız edici sessizlikler fln. tak kulağına aypodunu, yol bitene kadar tanımayın birbirinizi. sevgilim fln olsa onla bile heralde öyle giderim. ne biliyim daha çok seviyorum öyle kendimle kalmayı, müzikle yol izleyerek camdan felan. o yalnızlığımı almıyolar mı işte elimden, çıldırıyorum. tek kulaklıkla sohbete katılmaya çalışıyorum ayıp olmasın diye. o ikinci kulaklık elde, takıyım mı takmıyım mı gerginliği yok mu öldürüyo beni. ayıp olur gibi geliyo. ama en sonunda bi yerde bitiyo muhabbet takıyorum ben de. kesin çok uyuz oluyodur o insanlar ama napıyım yani öyle. fedakarlık edemem o keyfimden. sevgili bile olsa etmem heralde. en fazla yarısını ederim ya da ne biliyim :)
çok konuştum, 5 günün acısıdır bu. daha sık yazıcam umarım, see you soon diyorum.
* nası bi kolye o yareppim. öl resmen. uçan hollandalı; nostaljik yarim :)
coleyn ve gia'ya da öpcük.
25 Kasım 2008 Salı
sweet monday.
Gönderen tyler dördın zaman: 00:20
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 cokguzel bir sayidir.:
ben seni yerim:)
ehe :)
Yorum Gönder