CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

13 Kasım 2008 Perşembe

dying in the moonlight.

bi yerde tomwaits dinleyip, bukowski okuyan kadınlar var. ama nerede olduklarını ben bilmiyorum. bilmemek de sinir ediyo işte. sözlükte başlık bile vardı hatta. saygıyla seyrederim dakkalarca. gerçekten. zaten ateşle oynamicaksın. şöminenin karşısına, o içten içten yanan, çıtırdayan, en büyük kütüğün karşısına kıvrılıp yatıcaksın. onun sıcaklığı ordan da yeter.

4 cokguzel bir sayidir.:

fakeflakegirl dedi ki...

kadınları okumuştum en son güzeldi hakkaten.
diğer kitaplarına da el atmakk lazım tez zamanda, yazıktır vakit yok.

tyler dördın dedi ki...

kadınlar'ı bukowskiye başlarken bi ölçüt olarak alma, yanlış tanırsın. tavsiye tabi, sen istediğin gibi tanıyabilirsin :) o kitap, onun en geyik ama en meşhur kitabı, oldukça da müstehcen, o yüzden insanlarda değişik önyargılar oluşturuyo.

gosalynmallard dedi ki...

marifet tom waits neymiş bukowski kimmiş bilmeyen kadınları sevmekte karındeşencek. ya da ikisinden de nefret edenleri mesela..

bütün bu kriterleri unut, bak kimleri sevebileceğine sen de şaşıracaksın =)

tyler dördın dedi ki...

hiç sevmemişim gibi yorum yapmayın şöyle ya alala. ne bu pembe bulutlar kuşlar ağaçlar havası.
sevmek için böyle sınırlar koymuyoruz heralde. niye kızdıysam bu kadar :D