hala mick'in bilgisayarini kullanarak girmekteyim bu yaziyi. bilgisayarimi siparis ettim ama daha gelmedi. iyi bisey aliyim dedim ama kucuk boyutlularin iyisi yok, 2 ay sonra demode olcak cinstenler. o yuzden mecburen 17.3 inclik bisey siparis ettim, nasi tasicam hicbir fikrim yok. muhtemelen sirt cantasi alirim burdan laptop yeri olanlardan oyle yapariz. ama cok guzel film izlenir heee. :)
bugun park kapali, asil sezon temmuzda basliyo 7 gun acik olucak. bugun off oldugumuz icin gittik lake george'a. lake george kaldigimiz yerden 3-4 mil uzakta muhtesem bi gol. yanlis bilmiyosam hudson nehrinin bagli oldugu havza. salliyo da olabilirim hatirlamiyorum. ama bagliysa bunun anlami newyork city e bagliyiz kanimizla canimizla demektir. :) lake george cok canli bi yer. kaldigimiz yere gore en azindan. daha buyuk bi kasaba. aslinda kasaba denmez sehir gibi ufaktan. ama town kullanmak istemedim. barlar falan cok guzel, dovmeci ve piercing ci muhtesem bi yer var; gittim bugun 1 saat muabbet ettim. orda yaptircam dovmemi, bisiler de baktik. ama param olursa miami ink'e giderim eylulde. :) belli olmaz.
kulagima takacagim pirsink buldum super. bi tane skinhead kiz vardi cok guzeldi bana bira ismarladi. burada kizlar capkinlik yapiyo, eger bi kiz sizi eh hos olarak buluyosa hayvan gibi bakiyo. mesela taksimde ben bi kizla goz goze geliyim, kizla goz flortu bile etsek 2-3 saniye sonra gozunu kacirir hafiften tebessum olur utanir falan. burda okuz trene bakar gibi bakiyolar. biz utaniyoruz. gercekten amerikanlar cok fena. bi de irk olarak cok guzeller; kizlari da erkekleri de tas gibi. hic cirkin gormedim. soyle bisey var halkin yuzde kirki falan obez; ama yine de yuzleri guzel. tabi obezler cirkin oluyo bakmiyoruz.
iskeleye coktuk bisiler iciyoruz, arkadaki banklarda 3 kiz oturuyodu kikirdiyolar, bitanesi ingiliz aksaniyla merhaba dedi. biz sok olduk koptuk falan. what falan dedik. nasilsiniz dedi. gul gul olduk. sonra anlatti iste megersem her sene cok turk oluyomus burda bi tane sevgilisi bile olmus. ama kiz cok yayvandi iyi gunler dileyip gittik. o kadar atak olani da tehlikeli yani dimi. neyse sonra gift shoplara gittik cok guzel seyler var. hediyelerimin cogunu ordan getircem. kendime de rakinrol tabelalari falan buldum. dukkanlarin cogu rakinrol ve vintage tarzindaydi muhtesem seyler vardi. 200 dolar falan harcarim heralde geri donerken.
neyse anlaticagim cok sey var, ama gitmem lazim. disari cikcakmisiz. aksam marsmelov yapmayi oreticek mick ateste, bira da aldik, parktaki amerikanlar da gelir mickin arkadaslari super olur. mickin arkadaslari dedigim adam 44 yasinda arkadaslari 20-25. :)
neyse sonraki yazimda mick'i ele alicam. ayrica hannah ve audreyden de bahsedicem. bi de geyler var onlari da anlatirim.
see u later; kisses.
17 Haziran 2009 Çarşamba
six flags the great escape #2
Gönderen tyler dördın zaman: 03:03
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 cokguzel bir sayidir.:
fotoğraf istiyoruz coz :)
Yorum Gönder