CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

29 Ocak 2011 Cumartesi

Bu gece biraz huzunluyum. Belirli bir sebebi yok. Aslinda sebepler. Daha cok. Hayatim iyi de gidiyor oysa. Kavramlarimizin karmasikligi, alelade siralanislari, kirilan bardaklar, firlatilan kufurler ve tukuruk parcaciklari.
Ben. Kirmiyorum. Soyleyemiyorum. Yaziyorum. Mektuplar yaziyorum, sarkilarimi yasiyorum, vitrindeki kitaplarda, albumlerde, sokaktaki kokuda, arjantindeki kabarciklarda buluyorum ben kendimi, seni, onu, bizi, sizi.
 Icimden gelenleri yapmak suc oldugundan beri, bu denli girift duygular icinde yuzdugumden kimsenin haberi yok. 
Egilip bukulen degil, kirilan duygular bunlar. Benimkiler bakalit gibi. Balkondan asagi atiyorsunuz, yine oradayim. Anlasilmayan sey su, ben hakli ya da haksiz, hirli ya da hirsiz, yalanci ya da durust degilim. Ben anliyorum, anlamaya caba gosteriyorum. Orada olabildigim icin, orada olmam gerektigi icin, belki de hep orada olacagim icin uzerimdeki ciziklerle ve sarkan menteselerimle yatiyorum. Tahammul ve tahakkuk edemediginiz tek sey bu gercek.


Icim daraliyor. Kazaniyorum. Kaybediyorum. Tanisaniz seversiniz insaniyim, severseniz nefret edersiniz oldugum kadar.


Yanlislarim kadarim, cunku dogrularimin icine sicilabilir, ama yaptiklarim hep orada olacak.


Ben. Ayni. Evet evet. Neden susuyor-sun-uz?

1 cokguzel bir sayidir.:

Jove dedi ki...

vay be. bişey diyemedim.
sana iyi seyirler diyorum, şuan bi şeyler izliyosun.