CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

13 Eylül 2010 Pazartesi

fondip.



     platforma çıktı, sigarasını basamağa attı, çünkü hava perdesinin arkasında sigara içilmiyodu. gülüşmeler. 20 lirasının peşindeydi, bardak efes ambleminin tam üzerine kadar doluyken. tam ambleme kadar boştu da aslında. 20 lira. iddaa. fondip. mide bulantısı. time is running out, arkaplan. mavi bir pipet düştü o masaya. gülüşmeler. yengeç dövmesi miydi o? duş çalmaya başladı. o an soğuk bir duş hiç fena olmazdı. zira hava çok sıcaktı. deniz de sıcak ve tuzluydu. allahım geceleri uyku yok diye düşündü o an. inceydi pikeler. o kadar uzun bakılmaz çünkü sapır sapır, dökük, kanatlarım. fondip görüldü mü, tek endişe haline gelirken bişey farketti. geçen her bir saniye daha fazla yavaşlıyordu. uyandığımda aysti şişesinin dışında birbiri ardına yoğunlaşan damlaları gördüm. komidine uzandim, sigara yaktım. deniz dalgalıydı bugün.

erol babanın önceki akşam rakı masasında dediği gibi, hayat siyah ya da beyaz değil. hayat gri. bana göre mi? hayat ekşi. kırmızı erik gibi, sert şeftali gibi, koruk üzümü gibi, olmamış mandalina gibi. buruk ama tatlı. güneşe baktı. sigarasını iskele babasının üzerinde söndürüp dalgalara atladı. yosun mu o? yüzeye çıkmalıyım.


0 cokguzel bir sayidir.: