CLICK HERE FOR BLOGGER TEMPLATES AND MYSPACE LAYOUTS »

14 Ekim 2009 Çarşamba

okul okul, yanıma sokul.

ordan oraya orospu gibi gider oldum bugün sevgili blok. dişçiye gittim sabahtan ordan maçkadaki fransızca dersine ordan maslağa geldim şuan, bu satırları yazarken fotograf kulübünün toplantısını beklemekteyim.

dişçi koltuğundan nefret ediyorum. 2 haftadır süregelen kanal tedavimin üst dolgusu yapılırken hala acı çekmem, psikolojik mi yoksa herif sadist mi çözemedim. ölü diş yani sonuçta nası bi beynim varsa, o freze denen alet dönmeye başladığı anda acı çekiyorum sanki. force kimseyi dişçi koltuğuna düşürmesin. siz siz olun benim gibi 6-7 yaşında süt içmeyi bırakmayın. günde 2 kere diş fırçalıyorum ona rağmen ağzım dolgu dolu. arkadaşlarım var herifler 3 günde bir rica minnet kokmasın diye fırçalıyo adamların çürüğü yok. nası oluyo söliyim mi. hepside sütü çok seven adamlar. adamlar diyince de komik oldu, gözümün önüne süt içen koca koca adamlar geldi. :) tüm dişçi koltuğuna oturacak olanlara sabır diliyorum. 4-5 sene daha gitmem heralde. gerçi 20likler var daha ama maşallah şu ana kadar ne çürük ne ağrı hiç bi şey yok. onları özel fırçalıyorum sevgi gösteriyorum. olur da biri satış koyarsa şimdiden söyliyim, genel anestezi altında istiyorum işlemi. çok ciddiyim. o strese katlanamam. kanal tedavisinde acı çekilmeyen kısımda bile tansiyonum düştü başım döndü, resmen soğuk terledim. adam korkup ara verdi. of of.

fransızca dersi çok kötü geçti. bilmiyorum neden ama moralim bozuldu. orta seviye kurdan başladım, akademik makademik fazla gelir yapamam ben bilmem dedim. orta kurda resmen hiçbir şey yapamadım kaldım öyle. yapılanların hepsini, dersin tamamını anladım ama egzersiz yapcaz hiç bilemedim. daha doğrusu katılmak istemedim yanlış yaparım diye. insanlar güzel güzel cümleler kuruyolar, hepsini de anlayıp kafamda geliştirdim yanlışlarını düzelttim. ama kalkıp konuşmaya gelince sıfır. aklım gitti. belki de bu yaştan sonra öyle dil dersi falan cümle kurmaca saçma gelmiş olabilir ama sonuçta hevesim kaçtı. yine de her hafta gidicem, dinlemek lazım izlemek lazım unutmamak için. babam doğru diyomuş. dil öğrenmek için 1, maksimum 2 senen var diyodu. ondan sonra istediğin kursa git insanın bünyesi kabul etmiyo, saçma geliyo diyodu. ağaç yaşken eğilir. çok doğru. aferin babama da, bana bi faydası olmadı. haksız çıksa daha bi çıkarlı olurum bence.

sosyalkültürel merkez diye bi oluşum var oraya gittim, geçen seneki briç hocamın seanslarını öğrenmek için. eski arkadaşlarını topla, gelin arada, oynayalım, paralı maralı kaydolmayın diye mail attı adam. onu da hallettik öğrendik inşallah gidicez. bu arada adam inspector gadget'a inanılmaz benziyo tavrıyla konuşmalarıyla falan. :) neyse işte orası böyle büyük bi salon, briç oynayanlar satranç oynayanlar tabu oynayanlar, içeriki odada film izleyenler, enstrüman çalanlar falan dolu. hallettim ben işimi, ondan sonra piyanonun başında bi çocuk vardı. oturdum resmen yarım saat dinledim. kalabalıktı önce, puan kazanmaya çalışan yancı kızlar vardı ay çok güzel diye. onlar dağıldı sonra 3 izleyici bi de çocuk kaldık. çocuk dersini ekti çaldı resmen. :) teşekkür ediyorum sevgili piyanist chanteur. gerçi hiç şarkı söylemedin ama öyle diyesim geldi. fazılsay gibi çaldın maşallah.

son zamanlarda piyano inanılmaz ilgimi çekiyo. bilmiyorum ama bana çok asil bir enstrüman olarak geliyo. gitar falan tırt. ben de çalıyorum gitarı vallahi tırt. piyanonun sesinin rengi bi başka. yer yer zarif, yer yer güçlü. tango yaparcasına. aynı şey saksafon ve kontrbas için de geçerli. bunlardan en az birini çalan bi insan görüyim, tanımasam da sever sayarım. öğrenicem piyanoyu. çok çalamasam bile az çalmalı öğrencem. kararlıyım. saygı duyuyorum sesine.
böyle işte okul yolları. au revoir.

2 cokguzel bir sayidir.:

Ayşenur dedi ki...

aynı olay bende de var..piyano olgusu..youtube dan hep adamlar nasıl çalıyorlar diye bakıyorum,acilen öğrenmem lazım olduğunu senin bu yazdıklarını gördükten sonra iyice anladım..aah ah 3-4 yaşlarımda bir prenses edasıyla çalardım ama nerde büyüdük asi kız olduk..
neyse saygılar efendim..

tarcinrengi dedi ki...

piyano hakkaten en güzel şey çalmak için.ama ben çaldığım şeyi yanımda taşıyabilmek isterim ya.